Sözel Yetenek - Fiiller
Fiil, bir eylemden bahseden cümledeki kelimedir.
For Example
- O konuşuyor.
- Bu mu.
- Yaparız.
Bu cümlelerde, “konuşur, otur, yap, ye” kelimeleri, insanlar tarafından hangi eylemlerin yapıldığından bahseder. Bunlar, eylemleri bize anlatma sorumluluğunun tamamını veya çoğunu aldıkları için "ana fiiller" olarak adlandırılır.
Important
Bir ana fiil, zamirlerin isimlerinden sonra yazıldığında sonunda "s" kullanır - "he, she, it".
- Oynamayı severim.
- Oynamayı seviyor.
- Futbolu severim.
- Rahul futbolu sever.
- Kirazlardan nefret ederim.
- Oğlan kirazlardan nefret ediyor.
Normal Fiiller ve Düzensiz Fiiller
Düzenli fiiller
Benzer şekilde, ana fiiller de çoğunlukla fiilden sonra “ed” kullanılarak şimdiki formdan geçmiş forma geçerler. Bu fiillere "normal fiiller" denir.
For Example
- Kullanım kullanılan
- Çağrı - aradı
- Toprak - Kirli
Önemli
'Y' ile biten normal fiiller geçmiş biçime geçtiklerinde, y'yi 'ied' ile değiştirirler.
For Example
- Ağla - ağladı
- Deneyin - denendi
- Kuru - kurutulmuş
Düzensiz fiiller
Çoğu fiil, geçmiş biçime geçerken '-ed' veya '-ied' kuralını izlemez. Bunlara düzensiz fiiller denir. Aşağıda, en sık kullanılan düzensiz fiillerden bazılarının bir listesi bulunmaktadır:
Düzensiz Fiil (Mevcut Form) | Düzensiz Fiil (Geçmiş Form) | Düzensiz Fiil ("have, has, have) ile kullanıldığında |
---|---|---|
uyanık | uyandırmak | uyanmış |
olmak | idi | olmuştur |
dövmek | dövmek | dövülmüş |
olmak | oldu | olmak |
başla | başladı | başladı |
Bükmek | kıvrılmış | kıvrılmış |
bahis | bahis | bahis |
teklif | teklif | teklif |
ısırmak | bit | ısırılmış |
darbe | patladı | şişmiş |
kırmak | kırdı | kırık |
getirmek | getirdi | getirdi |
yayın yapmak | yayın yapmak | yayın yapmak |
inşa etmek | inşa edilmiş | inşa edilmiş |
yanmak | yanmış veya yanmış | yanmış veya yanmış |
satın almak | satın almak | satın almak |
tutmak | yakalandı | yakalandı |
Seç | seçti | seçilmiş |
gel | geldi | gel |
maliyet | maliyet | maliyet |
kesmek | kesmek | kesmek |
kazmak | kazmak | kazmak |
yapmak | yaptı | bitti |
çizmek | çizdi | çizilmiş |
rüya | hayal veya rüya | hayal veya rüya |
sürücü | sürdü | sürmüş |
İçmek | içti | sarhoş |
yemek | yemek yedi | yenilmiş |
sonbahar | düştü | düşmüş |
hissetmek | keçe | keçe |
kavga | kavga etti | kavga etti |
bulmak | bulundu | bulundu |
uçmak | uçtu | uçmuş |
unutmak | Unuttun | unutulmuş |
affetmek | affetmek | affedilmiş |
donmak | dondu | dondurulmuş |
almak | var | var (bazen aldı) |
vermek | verdi | verilen |
Git | gitti | gitti |
büyümek | büyüdü | büyümüş |
asmak | asılı | asılı |
Sahip olmak | vardı | vardı |
duymak | Duymak | Duymak |
saklamak | saklanmak | gizli |
vurmak | vurmak | vurmak |
ambar | Kavradı | Kavradı |
canını yakmak | canını yakmak | canını yakmak |
Tut | muhafaza | muhafaza |
bilmek | biliyordu | bilinen |
yatmak | koydu | koydu |
öncülük etmek | Led | Led |
öğrenmek | öğrendi veya öğrendi | öğrendi veya öğrendi |
ayrılmak | ayrıldı | ayrıldı |
ödünç vermek | ödünç vermek | ödünç vermek |
İzin Vermek | İzin Vermek | İzin Vermek |
Yalan | yatmak | lain |
kaybetmek | kayıp | kayıp |
Yapmak | yapılmış | yapılmış |
anlamına gelmek | demek | demek |
buluşmak | tanışmak | tanışmak |
ödemek | ödenmiş | ödenmiş |
koymak | koymak | koymak |
okumak | okumak | okumak |
binmek | Binmek | basmış |
yüzük | çaldı | basamak |
yükselmek | gül | yükseldi |
Çalıştırmak | koştu | Çalıştırmak |
söyle | dedim | dedim |
görmek | testere | görüldü |
satmak | satıldı | satıldı |
göndermek | gönderildi | gönderildi |
göstermek | gösterdi | gösterdi veya gösterilen |
kapamak | kapamak | kapamak |
şarkı söyle | şarkı söyledi | şarkı söylemek |
oturmak | oturdu | oturdu |
uyku | uyudu | uyudu |
konuşmak | konuştu | konuşulmuş |
harcamak | harcandı | harcandı |
ayakta durmak | durdu | durdu |
yüzmek | yüzmek | yüzmek |
almak | aldı | alınmış |
öğretmek | öğretti | öğretti |
yırtmak | yırttı | yırtık |
söylemek | söyledi | söyledi |
düşünmek | düşünce | düşünce |
atmak | attı | atılmış |
anlama | anladım | anladım |
uyanmak | uyanmak | uyandı |
giyinmek | giydi | yıpranmış |
kazanmak | kazandı | kazandı |
yazmak | yazdı | yazılı |
Yardımcı Fiiller (Be-form)
Fiiller aynı zamanda bir varlık durumu, ruh hali, varoluş ve statü içeren eylemlerdir. Bu vakaları aşağıdaki örneklerle tartışalım -
- Trendeyim
- O meşgul.
- Onlar gecikti.
Bu cümlelerde trende olma, meşgul olma ve geç kalma eylemleri sırasıyla “olur, am, vardır” gibi kelimelerle anlatılır. Bu fiillere destekleyici fiiller denir.
Important
"Am, is, are, was, were" topluca "Be-form" yardımcı fiiller olarak adlandırılır. Düzenli olarak bir eylem gerçekleştiğinde, be-formlarını kullanırız - "am, is, are". Geçmişte bir eylem gerçekleştiğinde, be-formlarını kullanırız - "idi, vardı".
List of auxiliary verbs and usage
Am - 'I' ile kullanılır (normal bir eylemden bahsederken)
Is - 'he, she, it' ile birlikte kullanılır (normal bir eylemden bahsederken)
Are - 'sen, biz, onlar' ile kullanılır (normal bir eylemden bahsederken)
Was - 'he, she, it' ile birlikte kullanılır (geçmiş eylemden bahsederken)
Were - 'biz, sen, onlar' ile birlikte kullanılır (geçmiş eylemden bahsederken)
Özne ve Nesne
İsimlerin cümlelerde kullanılmasının iki yolu vardır. Eylemi yapanlar gramer yapısına göre en önemli ve güçlü olanlardır ve bunlara “özne” denir.
For Example
- Koşarım.
- O oturur.
- Konuşurlar.
Burada, gerçekleşen eylemlerden 'ben, o, onlar' sorumludur, bu nedenle onlara özne diyoruz.
Eylemden sorumlu olmayan ancak sadece katılan isimler "nesneler" dir. Normalde denekler tarafından bir eylemi gerçekleştirmek için kullanılırlar.
For Example
- Sriya ile konuşuyorum.
- Richa'yı tanıyor.
- Raghav'ı görmek istemiyor.
Bu cümlelerde “Sriya, Richa, Raghav” konuşma, bilmek ya da görmek istememek eylemlerinden sorumlu olmayıp, denekler tarafından bu eylemleri yapmak için kullanılmaktadır.
Her konu başka cümlelerde nesne olarak da kullanılabilir. Öyleyse bu konuların nesne biçimini tartışalım -
Subject FormObject Form
Ben ben
Biz Bize
Sen sen
O O
O O
Bu It
Onlar onları
Sentence1 - Ona gitmesini söyledim
Sentence2 - Bana susmamı söyledi.
Bu iki cümleyi 'ama' kelimesini kullanarak eklersek, ilk cümlede 'ben' özne olduğunu, ancak ikinci durumda bir nesne olduğunu öğrenebiliriz. Nesne olan ancak ikinci cümlede 'o' ile konu olan 'o' ile bunun tersi oldu.For example, Ona gitmesini söyledim ama bana susmamı söyledi.
İki Tür Fiil
Transitive verbs - Bu fiillerin bir eylemi sürdürebilmesi için bir nesneye ihtiyacı vardır.
For Example
- Benimle konuştu.
- Onunla buluştum.
- Onlara öğretti.
Bu üç cümlede, "ben, o, onlar" eylemi gerçekleştirmek için kullanılmıştır, çünkü "konuşulan, tanışılan, öğretilen" eylemlerin başka birini dahil etmeden tek başına yapılması imkansızdır.
Intransitive verbs - Bu fiillerin bir eylemi gerçekleştirmek için bir nesneye ihtiyacı yoktur.
For Example
- Vina ağladı.
- Zina ağladı.
- Kedi koştu.
Bu cümlelerde, “ağladı, ağladı, koştu” eylemleri başka bir kişinin varlığına ihtiyaç duymaz, dolayısıyla geçişsiz fiillerdir.
Important
Çoğu insan aşağıdaki kelime çiftlerinin kullanımıyla karıştırılır -
- Lay/Lie
- Raise/Rise
Lay vs Lie:
Lay- Bu, bir şeyi yerleştirmek anlamına gelir ve çoğunlukla bir şeyin bir yüzeye yayılması bağlamında kullanılır. "Lay" geçmişte "yatmış" hale gelir ve "had, has, have" ile kullanıldığında "yatmış" olarak kalır.
For Example
- Bu halıyı uyumadan önce yere seriyorum.
- Bu halıyı bir süre önce serdim.
- Bu halıyı aylardır bu yere seriyorum.
Lie- Bu, yaslanmak anlamına gelir ve genellikle uyku veya dinlenme bağlamında kullanılır. Bu aynı zamanda yanlış bir ifade vermek anlamına da gelir. 'Yalan' kelimesi dinlenmek / uyumak olarak kullanıldığında geçmişte 'yatmak' olur ve 'had, sahip, sahip' ile kullanıldığında 'uzanır' olur.
For Example
- İşten sonra bu yatağa uzanıyorum.
- Dün bu yatağa uzandım.
- Aylardır bu yatakta yatıyorum.
Yanlış bir ifade olarak kullanıldığında 'yalan' kelimesi geçmişte 'yalan' olur. "Has, have, had" ile kullanıldığında "yalan" olarak kalır.
For Example
- Çok yalan söylüyor.
- Daha önce çok yalan söyledi.
- Bana çok yalan söyledi.
Yükselişe Karşı Yükseliş:
Rise- Yükselmek, kendi kendine kalkmak demektir. Geçmiş zaman "gül" dür ve "have, has, had" ile kullanıldığında "yükselmiş" olur.
For Example
- Her sabah 4'te kalkıyorum.
- Bugün erken kalktı.
- Zaten yükseldi.
Raise- Yükselt, başka birinin gücünü kullanarak bir şeyi kaldırmak anlamına gelir. Geçmişte "yükseltilmiş" olarak ve ayrıca "has, have, had" ile birlikte kullanılır.
For Example
- Topu yerden kaldırdım.
- Çıtayı çok yükseltti.
- Bu soruyu zaten birçok kez gündeme getirdiler.