Ayrı Yasal Varlık İlkesi
Ayrı Hukuki Varlık İlkesi, şirketler hukuku alanında temel bir ilkedir. Bu ilkeye göre şirket, üyelerinden ayrı bir varlık olarak değerlendirilir.
Ayrı Yasal Varlığın İşlevleri
Bir şirket oluşturmak için, şirketin destekleyicileri, şirketlerin sicil memuruna belirli belgeleri sunmalıdır.
Kayıt memuru, Şirketler Evi olarak bilinen devlet kurumuna başkanlık eder.
Evrakları kontrol ettikten sonra sicil memuru bir kuruluş belgesi verir ve şirket bir tüzel kişi olarak var olmaya başlar.
Ayrı tüzel kişilik
Kuruluşun en önemli sonucu, bir şirketin bir kişi olarak görülmesidir. Kendi haklarına sahiptir ve hakları sahiplerinin haklarından farklıdır.
Sınırlı Sorumluluk
Hissedarlar belirli bir Şirketten hisse satın aldıklarında ve hisselerin tamamını ödemek yerine hisselerin belirli bir yüzdesini ödediğinde ve şirket feshedildiğinde, pay sahipleri tutarın geri kalanını ödemekle yükümlüdür.
Bir hissedar, tutarın tamamını ödemişse, şirketin feshi üzerine herhangi bir ödeme yapmakla yükümlü değildir.
Bu nedenle, hissedarların sınırlı bir sorumluluğu vardır.
Sürekli Veraset
Bu, iş dünyasından herhangi bir üyenin ölümüne, iflasına, deliliğine, üyelik değişikliğine rağmen herhangi bir örgütün varlığını ifade eder. Bu tür durumlarda hisseler bir sonraki nesle aktarılır.
Mülkiyet Mülkiyeti
Bazı mülkler bir şirkete ait olabilir. Bu mülkler, hissedarlarına ve üyelerine bakılmaksızın şirketlere ait olmaya devam etmektedir.
- Bu mülkler, bir şirketin menkul kıymet olarak borç para alması gerektiğinde kullanılır.
- Bu mülkler mevcut veya gelecekteki varlıklar olabilir.
Medeni hakları kullanma yeterliği
- Bir şirketin sözleşme yapma yeteneği vardır.
- Şirket bu sözleşmelere istinaden dava açabilir veya dava açabilir.
- Sözleşme yapma yetkisi, şirket için çalışan insan temsilcilerine verilmiştir.
- Sözleşmeler şirketin yöneticileri ve diğer acenteleri tarafından yürütülür.
- Şirket, kendisi olarak sözleşmenin getirdiği hak ve yükümlülüklere tabidir.
Cezai Sorumluluk
- Bir kişinin bir suç işlemekten suçlu bulunması için, bireyin eylemleri ve zihniyetinin suça uygun olması gerekir.
- Genelde şirketlerin akılları olmadığı için herhangi bir suç işleyemeyecekleri algılanmaktadır.
- Ancak mahkemeler, şirketin kontrolörlerini şirketin zihninde kabul eder.