"The Tell-Tale Heart" İncelemesi - Saplantı ve Suçlulukla Başa Çıkan Akıldan Çıkmayan Bir Başyapıt.

May 01 2023
Uçup giden varlığımızı, süreklilik ve istikrarın yakalanması zor serabının peşinden koşarak geçiriyoruz. Görkemli planlar ve katı rutinlerle, belirsizliğin kaotik akıntılarını dizginlemeyi umarak kendimizi kaderin çalkantılı gelgitlerine demirlemeye çalışıyoruz.

Uçup giden varlığımızı, süreklilik ve istikrarın yakalanması zor serabının peşinden koşarak geçiriyoruz. Görkemli planlar ve katı rutinlerle, belirsizliğin kaotik akıntılarını dizginlemeyi umarak kendimizi kaderin çalkantılı gelgitlerine demirlemeye çalışıyoruz. Ancak defalarca, yaşamlarımızı içeriden yöneten engin ve anlaşılmaz güçler karşısında kendimizi güçsüz buluyoruz.

Edgar Allan Poe'nun “The Tell-Tale Heart” ta anlatıcısının acısı böyledir.

Hikaye, delilik ve cinayet ipliklerini ürpertici bir psikolojik korku duvar halısında birbirine dokuyan unutulmaz bir şaheserdir. Akıl sağlığı ile delilik arasındaki çizginin bulanıklaştığı ve kalbin hem aşkın hem de dehşetin bir aracı haline geldiği, insan ruhunun en karanlık köşelerinin ürkütücü bir keşfi.

Poe'nun şiirsel düzyazısı bizi, yaşlı bir adamın gözlerine olan takıntısı onu iğrenç bir şiddet eylemi yapmaya iten bir delinin zihnine çekiyor. Anlatıcının çılgın düşünceleri ve düzensiz davranışları, giderek artan bir korku ve dehşete dönüşen bir huzursuzluk duygusu yaratır.

Hikaye ilerledikçe, anlatıcının suçu, onu amansızca takip eden ve onu deliliğin eşiğine getiren, her zaman var olan bir gölgeye dönüşür. İhtiyarın işlediği suçun meşum bir hatırlatıcısı olan kalp atışları, zihninin odalarında yankılanır ve onu tamamen tüketir.

Poe'nun canlı imgeleri ve tekrarlama kullanımı, hikayeye son sözler okunduktan sonra bile uzun süre devam eden hipnotik bir nitelik kazandırıyor. "The Tell-Tale Heart" çağrışımlar yaratan düzyazısı, akıldan çıkmayan görüntüleri ve deliliğin ve suçluluğun tüyler ürpertici tasviriyle okuyucuyu büyüleyen zamansız bir klasik.